Gökhan Karakaş – Atatürk’ün Lenin’e yazdığı mektup üzerine Sovyet Rusya’dan gelen silah ve cephaneleri Anadolu’daki cephelere ulaştıran tarihi ‘İstiklal Yolu’ belgesel oldu. Umudun Yolu isimli belgeselde, 102 yıl önce kullanılan kağnının birebir kopyası yapılarak kullanılırken, kağnı 344 km’lik İstiklal Yolu’na belirli aralıklarla çıkartıldı. Belgeselde cephane sandıklarını taşıyan kağnıları 102 yıl önceki gibi Anadolu kadınları yürüttü.
Hepsi gerçek ölçüde
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Atatürk’ün Lenin’e yazdığı mektupla Sovyetler Birliği’nden gemilerle gelen silah ve cephaneler, İnebolu kayıkçıları tarafından karaya çıkartılmıştı. Anadolu kadınının tarlayı sürmekte kullandığı kağnılarla taşınan silahlar, Kastamonu-İnebolu’dan başlayan 344 km’lik İstiklal Yolu’nu 16 günde geçerek Ankara-Polatlı’ya kadar ulaşmıştı. Bu tarihi yol ve mücadele şimdi bir belgesele konu oldu. Büyük bölümü tarihi Sit alanı kabul edilen İstiklal Yolu’nda gerçek bir kağnı 102 yıl sonra tekrar ahşap tekerleğini döndürdü. Umudun Yolu adlı belgesel kitabın yazarı Alp Armutlu’nun hazırladığı belgeseldeki kağnı, 1920’lerdeki birebir ölçülerinde Kastamonu’da yapıldı. Kağnıları çekecek öküzler Anadolu’da az kaldığı için Azdavay ilçesinin dağ köylerinde bulundu. Gerçek boyutlarında cephane sandıkları yerleştirilen öküzlerin çektiği kağnı, Küre Dağları, Ilgaz Dağları ve Köroğlu Dağları’nda yürütüldü. İnebolu’da Aliye Aslan, Kıyısın Köyü’nde Nurten Çil ve Kalecik’te Hülya Tezel 102 yıl önceki gibi kağnıların başında yürüdü.
İlk belgeseli çektik
Atatürk araştırmacısı Alp Armutlu, “İstiklal Yolu’nda kadınların 800 kg’lık cephaneleri kağnılarla nasıl taşıdığını merak ediyordum. Kağnı konvoyu işgalcilerin modern kamyonlarını yenmişti. Kağnılar, 50’li kollar halinde İstiklal Yolu’na çıkmıştı. Yaklaşık 3 bin kağnının tekerlek döndürdüğü yolda, 5-10 bin arası Anadolu kadını görev yaptı. 344 km’lik yol boyunca çocuk, yaşlı ya da gazi 100 binden fazla insan yürüdü. Kağnılar, Tekalif-i Milliye emirleriyle gönüllülük esasıyla yola çıkmıştı. Biz de, İnebolu, Küre, Seydiler, Ilgaz, Çankırı, Kıyısın, Kalecik, Haymana gibi geçtiğimiz her yerden toprak topladık. Yerel halktan edindiğimiz bilgilerle İstiklal Yolu’nun tamamını anlatan ilk belgeseli çektik.” dedi.
Denizaltıyla gelen altınlar
Sovyetlerin İnebolu’ya denizaltı gönderdiğini hatırlatan Alp Armutlu, “İnebolu halkı denizaltıyı, suyun altından çıkan teneke olarak anlatır. Denizaltıdan altın sandıkları Kuvayi Milliye askerlerince indirilmiş. Eyüp Kömeçoğlu aracılığıyla Rusya Federasyonu Büyükelçiliği Müsteşarı Doç. Dr. Aleksandr Sotniçenko bize bu olayı anlattı. Kağnı konvoyuyla Ankara’ya ulaştırılan altınlar ve cephaneler Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasını sağladı. Mustafa Kemal Atatürk, kağnı konvoyundaki her kadının hakkını ödemiş. İstiklal Yolu’nun değerini anlamak için İnebolu’dan Ankara’ya doğru o çetin coğrafyada birkaç km yürümek yeterli. 800 kg’lık cephaneyi götürmek için bebeğiyle birlikte donan Şerife Bacı’yı unutmamalıyız” dedi.
Ankara caddelerinde bir kağnı
Artık traktör kullanıldığı için öküz bulmakta güçlük çektiklerini söyleyen Armutlu, “Azdavay’da Kuyruk ve Aslan isimli öküzleri karayoluna çıkarttık. Polisler tarihi belgesel çektiğimizi öğrenince çok şaşırdı. Ankara Valiliği’nin izniyle sabah beşte, Birinci Meclis önüne öküzlerin çektiği kağnıyı getirdik. Nazım Doğan ve Sinan Çevik’in çektiği belgeseli Transbosphor Denizcilik, Carmed Medikal, Lodestar, Tamay Denizcilik ve İnce Denizcilik gibi denizci firmaların desteği olmasa başaramazdık” diye konuştu.