Sonunu düşünen Beşiktaşlı olamaz…
Beşiktaş’ı Beşiktaşlılığın ideolojisinin tabanıdır bu!
Büyük lider Mustafa Kemal Atatürk’ün ailesini emanet etmesi gibi…
Atatürk, annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Akaretler’de 78 numaralı konutta oturuyordu…
Daha sonra Beşiktaş ve Beşiktaşlıların tam kalbi olacak yerde yani…
Ve gün geldi vatanı kurtarma vakti geldi.
Ailesini Beşiktaşlı atletlere emanet edep Samsun’a yola çıktı!
Kimdi o Beşiktaşlı yönetici ve sporcular…
Çoğu Beşiktaş’ın kurucusu fakat birebir vakitte Teşkîlât-ı Mahsûsa üyeleri…
Bu yüzden Beşiktaş’ı derin devletin ekibi olarak gören de vardır.
Doğrudur, kurucuları devletin adamlarıdır…
İşgal yıllarında Kuvayi Milliye, Karakol Cemiyeti ve Müdafaa-i Hukuk kümelerinin önde gelen önderlerinin çabucak hepsi Teşkîlât-ı Mahsûsa üyesidir…
Bu yüzden Beşiktaş deyip geçmeyeceksin hemen…
Günlerce düşüneceksiniz…
Fuat Balkan’dan tutun, Mehmet Şamil Şhaplı’ya kadar…
Fethiye’ye ismini veren Yüzbaşı Fethi üzere.. Tayyareci Fethi Bey…
Ve daha niceleri…
Halkı için çaba eden hatta uğruna ölen adamlar…
Beşiktaş taraftarının yüklü olarak solculuğu da buradan gelir zaten…
Halkçı olmaları ve haksızlığa karşı durmaları…
Gazozuna oynasa yensin ister Beşiktaşlı…
Ancak zıddı bir sonuçta da oturup ağlamaz…
Hakemler ve birtakım “oluşumlar” yıllardır öteki gruplara yol verse de…
Ne olursa olsun,
böyle bir ideolojiden doğan Beşiktaş Kulübünün futbol grubunun, bir gün “Sıradan” bir grup olacağını söyleselerdi kimseler inanmazdı.
Ancak, Başakşehir maçında da fotoğraf böyleydi.
Maalesef birkaç yıldır gerçek bu şekilde…
Arada sırada başarılı sonuçlar almak hakikati hiç değiştirmez.
Başakşehir’in hocası Beşiktaş’ı çözmüştü.
Beşiktaş’a oyun kurdurmamak için topa daima ileride bastılar.
Oynanan oyun sıradan 2 grubun sıradan bir maçı görüntüsündeydi!
Galibiyet dışındaki her sonuç Beşiktaş için kötüdür!
Söyleyin Allah aşkına,
TV’lerde onca alternatif “Şey” varken neden bu türlü bir maçı seyredesiniz ki..!
Hoca şöyle bu türlü diyebilirsiniz elbette…
İyi de Nasrettin Hoca’nın dediği gibi hiç mi bu kadroyu kuranların cürmü yok kardeşim..
Doğru dürüst kanat yok, santrafor yok…
Hakemler her maç ince ince çalışıyorlar…
Doğru, bu maçta da penaltıyı yedi, o da gerçek..
Ancak, o mazerete sığınmak gerçekçi değil.
Sen kendi gücüne bakacaksın…
“Hakem Ertuğrul Dilek,
Federasyon tamamıyla kelek’
denilen günlerdeki üzere,
‘Hakem Turgut Doman,
Federasyon tamamıyla duman’ diyebilirsiniz ancak durumu kurtaramazsanız.
Rahmetli Vedat Okyar’ın dediği üzere,
çıkacaksın hakemi de çimlere gömeceksin, zira sen Beşiktaş’sın…
Arkadaş,
senin genlerinde Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın, Karakol Cemiyeti’nin, Kuvayi Milliye’nin uğraş ruhu var.
Sen bunları unutursan, unutturacak yöneticilerle çalışırsan yıllardır da bu türlü tabloları seyredersin…
Efsane lider Süleyman Seba’dan sonra ispatlanmadı mı,
Beşiktaşlı iş adamları azdır,
Beşiktaş sayesinde iş adamı olan çoktur…
Ne yapalım bu gece de bu türlü bitti…
En Büyük Beşiktaşlı,
Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk dediği üzere,
“Zafer, Zafer benimdir’ diyebilenindir.
Başarı ise, ‘Başaracağım’ diye başlayarak
sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir.”
Neyse,
bugün herkes ayakta büyük bir devrimciyi selamladık…
‘Benim manevi mirasım ilim ve akıldır’ diyen o büyük insan,
“Bir gün benim sözlerim bilimle çelişecek olursa,
beni değil, bilimi seçin” diyen güzellik…
Bu yüzden,
Atatürk demek, bilim demektir, Atatürk demek ilim demektir..
Bir gün insanoğlu Mars’a koloni kuracaksa,
tüm hastalıkların dermanını bulacaksa,
hatta ölümsüzlüğün sırrını çözecekse, bu bilim sayesinde olacak…
Büyük lider Mustafa Kemal Atatürk ebediyete gitti diye,
Beşiktaş berbat sonuç aldı diye üzülmeyin,
Bilimle kalın, ilimle kalın, Atatürk’le kalın…
Üzülmezsiniz..!!
Dediğim üzere sonunu düşünen Beşiktaşlı olamaz…
OC bugün de kaçar…
En Kalbi Muhabbetlerimle…
Ben CAN; Orhan Can…