Eğer bilimle uğraşıyorsanız ve teorilere kafa yormaktan hoşlanıyorsanız illa ki hayatınızın bir noktasında ‘dondurulup yıllar sonra tekrar uyandırılma’ fenomenini ya düşünmüş ya da karşılaşmışsınızdır.
Bu fenomene en çok uyan ve en popüler olan filmlerden biri de Kaptan Amerika’dır. Peki gerçekten Kaptan Amerika gibi dondurulup 100 yıl sonra vücudunuzda hiçbir problem meydana gelmeden uyandırılmak mümkün mü?
Maalesef hayır! Kaptan Amerika gibi dondurulursak bir daha asla uyanamayız, en azından şimdilik. Peki ama neden?
En basit haliyle anlatacak olursak; insanların dondurulduktan sonra uyanamamasının sebebi, insanların -bildiğiniz gibi- %70’inin sudan oluşmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla eğer Kaptan Amerika gibi dondurulacak olsaydık, vücudumuzdaki her sıvı partikülü kristalleşirdi ve çözünürken kristal yapıları normal hücreye sığmayacağından dolayı diğer hücrelerimizi parçalarlardı.
Eğer dondurulsaydık tekrar uyanamayacak olmamızın tek sebebi, vücudumuzun su ile kaplı olması da değil. Dondurucu bir ortamdayken proteinler şekil değiştirir, yağlar sudan ayrılır ve içinde bulunduğu hücreye sığamayacak kadar büyür; gaz ve sıvı çözünme seviyeleri değişir. Yani bizleri hayatta tutan hücresel işlemler çalışmaya devam edemez ve dondurulduğumuz an ölürüz.
Aslına bakarsanız birçok insan, günümüzde kendini dondurmuş durumda ve bunu bile isteye yapıyorlar. Şu anda vücutları dondurucu soğukluklarda muhafaza edilen insanlara dondurulmadan önce bir daha uyanamayacakları, vücutlarına yukarıda bahsettiğimiz zararların geleceği söylense de bu işlemi kabul ediyorlar. Bunu da gelecekte bir şekilde bilim insanlarının, vücuda gelen zararı tersine çevirebileceklerine inandıklarını düşünerek yapıyorlar.
Peki bilim insanları bunu nasıl mümkün kılabilir?
Kurbağalardan örnek verelim: Kurbağalar dondurulduktan sonra çözüldüklerinde hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam edebilen hayvanlardır. Bunu yapabilmelerinin sebebi ise kanlarının donduğu zaman kristalleşmemesidir, tabii dolayısıyla diğer hücrelerinin de.
Eğer bilim insanları bir şekilde gelecekte insan kanının kristalleşmesinin önüne geçebilecek bir yöntem bulursa ve insanları çok hızlı bir şekilde dondurabilmeyi başarırsa (zira o zaman sıvılar buz haline gelse bile çok büyümeyecektir), insanlar gerçekten dondurulup yıllar sonra tekrar uyandırılabilir.
Ancak kanı kristalleşmeye karşı koruma işleminin dondurulmadan önce yapılması gerekir. Dolayısıyla şimdiden kendini donduran insanlar için çok geç olabilir.
Ortamlarda satılacak havalı bir bilgi: Dondurulmuş canlı hamster’ları mikrodalga fırına sokarak sorunsuz bir şekilde çözebilirsiniz.
Bahsettiğimiz dondurulup tekrar uyandırılma fenomeni, 1950’li yıllarda bilim insanları tarafından bir hayli rağbet görüyordu. Bu sebeple James Lovelock isimli bir bilim insanı, hamster’lar üzerinde hücre dejenerasyonu temalı deneyler yapmaya başladı.
Lovelock, hamster’ları suyun içinde %60 oranında donduruyordu. İlk başlarda hamster’ları çözmek için ısıtılmış kaşıklar kullanan Lovelock, bunun hayvanlara zarar verdiğini fark edince başka bir alete ihtiyacı olduğunu düşündü ve bir makine üzerinde çalışmaya başladı.
Lovelock, kendi sözleriyle icadını şöyle açıklıyor: “Bir mikrodalga fırından bekleyebileceğiniz her şeyi yapabiliyor.” Ancak yine de kendisi mikrodalga fırının mucidi olduğunu belirtmiyor zira mikrodalga fırının icadı 1945 yılına dayanıyor. %60 oranında dondurulmuş hamster’lar mikrodalga fırına sokulduklarında bir yerleri incinmeden çözünerek hayatlarına devam ettiler. (Siz yine de evde hamster dondurmaya çalışmayın…)
Yani aslında kurbağalar, balıklar ve hamsterlar derken bu fenomenin birçok canlıda gerçekleşebildiğini görüyoruz. Gelecekte teknoloji bizim akıl bile edemeyeceğimiz bir düzeyde geliştiğinde, dirilmek belki de bu insanlar için mümkün olacaktır. Siz ne düşünüyorsunuz dostlar? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.