Özlem Kara
İZMİR – Türkiye, 2023’te yeni Cumhurbaşkanını seçecek. Birçok parti seçim hazırlıklarına başladı. Siyasi partilerin İzmir temsilcilerine 2023 stratejilerini, projelerini ve seçim vaatlerini sorduk.
İlk olarak Gelecek Partisi İzmir Vilayet Lideri Onur Sivaslı’yla görüştük. Sivaslı ile partisinin gençlik ve bayan projeleri, oy maksatları, ‘altılı masa’ üzere birçok gündem başlığını konuştuk.
‘SAHADA OLUMLU BİR ALGIMIZ VAR’
Partinizin İzmir Vilayet Başkanlığı olarak 2023 seçimlerine yönelik hazırlığınızı başlattınız mı? Başlattıysanız bu hazırlıklar nelerdir?
Gelecek Partisi olarak seçim çalışmalarımızı başlattık. Alana çıktığımız vakit, sokakta bir seçim beklentisi olduğunu görüyoruz. İzmir’de 10 bin 200 sandığımız var. Bu sandıklarla ilgili seçim güvenliği manasında sandık çalışmalarını başlattık. Kat vazifelileri ve okul sorumluları hariç, 20 bin kişi sandık başında vazifeli olacak. Altılı masa bünyesindeki bütün partilerde bu çalışma var. Tekrar altılı masa, Seçim Güvenliği Masası kurdu. Partilerin kendi çalışmaları da var. Önümüzde bir erken seçim görüyoruz. Genel Merkezimiz, Seçim İdare Merkezi kurdu. Vilayetlerde, Seçim Hukuk Merkezi var. Uyum merkezleri kuruyoruz. Burada en değerli öge, sandık konseyleri. Yeni kurulan siyasi partiler daha evvel seçime girmediği için sandık konsey üyesi verilmiyor lakin müşahit veriliyor. Altılı masa bünyesinde bulunan partiler, eksik kaldığında bizden sandık şurası üyesi alacaklar.
Öte yandan, Gelecek Partisi olarak “Gelecek İçin Seçim” sloganıyla 81 vilayette bir imza kampanyası başlattık. Erken seçim değil, çabucak seçim istiyoruz.
Partinizin Vilayet Başkanlığı olarak saha çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Genel liderimiz AK Parti’nin içinden çıktığı için AK Parti’nin devamı bir parti değiliz. Lakin AK Parti’den büyük bir kitle bize geldi. Saha çalışmalarımız, Türkiye ölçeğinde ve İzmir ölçeğinde değişiklik gösteriyor. İzmir biraz farklı bir kent olduğu için belli siyasi partilere defans yapar ancak biz o defansı yaşamadık. İzmir bize olumlu yaklaşıyor, alanda da olumlu bir algımız var. Genel liderimiz, başbakan olarak girdiği seçimde İzmir’den bir milyona yakın oy aldı. Biz AK Parti’nin aldığı bu oyu kendi oyumuz olarak görüyoruz. Bu kitle üzerinde de önemli çalışmalarımız var. Biz alana çıktığımızda bir dokunuyoruz, bin ah işitiyoruz. Bu seçim biraz farklı. Genelde siyasetçi konuşur, vatandaş dinlerdi, artık biz susuyoruz vatandaş konuşuyor. Vatandaş dolmuş durumda, önemli manada seçimi bekliyor. Sokakta yangın var.
Partinizin İzmir Vilayet Başkanlığı olarak seçim vaatleriniz neler?
Bizler öbür partilerde olmayan PİK Başkanlıkları kurduk. Siyaset İzleme Konseyleri, Gölge Bakanlıkları. Biz parti olarak, İzmir’in birinci problemini konut sorunu olarak görüyoruz. Daha sonra işsizlik ve alt yapı sorunu geliyor. Beşerler çoklukla, “CHP mi çalışmadı, AK Parti mi bütçe vermedi” biçiminde bakıyor. Meğer, İzmir’in sorunu bundan daha fazla. 150 yıldır İzmir’de bir belediye var. 150 yıldır belediyesi olan bir ilin bu kadar alt yapı sorunu ile müsabakasını bizim aklımız almıyor. Muhakkak ki İzmir’de bir kadro planlama kusurları yapılmış. Biz İzmir’in planlamasını tekrardan yapacağız. İzmir büyük bir zelzele atlattı. Afet planını kim hazırladı diye baktık ve karşımıza 1994-1999 yılları ortasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Burhan Özfatura çıktı. İzmir, Burhan Özfatura’dan beri bu husus üzerine baş yormamış.
Öte yandan, kentleşme manasında Konak ve Karabağlar tarafından İzmir’i büyütmeyi düşünüyoruz. İzmir’in kentsel dönüşüm ile içeriye yanlışsız büyümesi lazım. İzmir’i Konak ve Karabağlar olarak büyütmezseniz, İzmir Menderes Ovası’na yanlışsız büyür. Menderes Ovası da Türkiye için stratejik bir alan, Türkiye’nin tarım havzası. Birinci önceliğimiz İzmir’in tarım havzasına yanlışsız büyümesini engellemek. Konak ve Karabağlar’ı seçme nedenimiz, çok büyük boş alanları olması. Buradaki imar sorunu çözüldüğü vakit İzmir’in konut sorunu çözülür. Bu sorun çözülünce emlak fiyatları da düşer.
‘AK PARTİ GENÇLERE FİYATSIZ TABLET DAĞITIRKEN, ARTIK TELEFONUNU ÇIKAR DİYOR’
Anketler, AK Parti’de oy düşüşü gösteriyor. Bunu alanda görüyor musunuz?
Geçen sene AK Parti’ye oy atmış insan, bu sene bizim partimize geldi. AK Parti tabanı da alanda, hayatın içinde olan beşerler. Türkiye çok fazla kriz atlattı lakin bugüne kadarki krizler hiçbir vakit mutfağa yansımamıştı. Bu kriz direkt mutfağı vurduğu için, AK Parti tabanı da bunu direkt hissediyor. İzmir’deki AK Parti seçmeni, ekonomik geliri daha düşük semtlerde yaşıyor. Bugün Kadifekale, Limontepe üzere AK Parti’nin yüksek oy aldığı yerlere gidin, beşerler besin enflasyonundan kaygı yanıyor. AK Parti ise besin enflasyonunu çok ciddiye almıyor. AK Parti’nin, kendi tabanından kopuşunun en büyük sebebi de bu oldu. AK Parti, vatandaşlara “Ben senin hayat seviyeni yükselteceğim” derken, son bir iki yıldır farklı bir strateji geliştirdi. “Ben senin hayat seviyeni yükseltmeyeceğim fakat sen buna tevekkül edeceksin, bu formda de bana oy vereceksin” diyor. “Gençlere, Fatih Projesi ile fiyatsız tablet dağıtacağım” diyordu, artık gençlere “Çıkar cebindeki telefonu bakalım” diyor.
‘ALTILI MASA, BÜTÜN AKIMLARI TEMSİL EDEN BİR MASA’
Hem genel olarak, hem de İzmir özelinde altılı masayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Altılı masanın olumlu bir tesiri oldu. Vatandaş kamplaşmadan sıkıldı, arbededen yoruldu artık. Altılı masada istişare kültürü olduğu için vatandaşta olumlu tesir yarattı. Bakıldığı vakit CHP’nin, UYGUN Parti’nin, DEVA’nın, Saadet’in, Demokrat Parti’nin, Gelecek Partisi’nin bir damarı var. Tanzimat Devri’nden bu yana gelen bütün akımları temsil eden bir masa oldu. Biz birbirinden çok farklı tabana sahip siyasi partileriz. Lakin Türkiye’nin geleceği kelam konusu olduğu için bu partiler birebir masaya oturdu. Dediler ki, “Siyasetin sert lisanını bırakalım, vatandaşın işini çözelim”. Bu masa bunun için bir ortaya geldi. Anayasaya baktığımız vakit, bu masayı Cumhurbaşkanın toplamasını beklerdik. Türkiye masası olsun, bütün siyasi partileri bir masaya toplasın, bu yıkımdan çıkışın yol haritasını hazırlasın. Doğal partili Cumhurbaşkanı ve Hükümet Sistemi bu işi bu noktaya getirdi. Aslında altılı masa da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşı parlamenter sistemi destekleyen siyasi partiler olarak ortaya çıktı. Altılı masanın kuruluş gayesi parlamenter sistemi geri getirmek. Parlamenter sisteme geri dönersek, Türkiye’deki kurumlar tekrar yerli yerine oturursa, ‘tek adam’ rejiminden çıkılırsa bu işler çözülür.
Partinizin İzmir için oy maksadı nedir?
Her siyasi parti iktidara gelmek için kurulur. Bizim de birinci parti olmak en büyük amacımız. Genel liderimizin AK Parti’deyken aldığı oyu, biz kendi oyumuz olarak görüyoruz. Amacımız, onun üzerine yeni oy eklemek.
Partiler ortasında muhakkak bir koalisyon bulunuyor ve bu koalisyon sonucu bir Cumhurbaşkanı adayı belirlenecek? Sizin gönlünüzde yatan aday kim?
Kesinlikle Ahmet Davutoğlu. Her vilayet lideri kendi genel liderini ister. Ahmet Davutoğlu, entelektüel düzeyi yüksek, dünya çapında tanımış bir başkan, Dışişleri Bakanlığı yapmış, üniversitede hocalık yapmış, Başbakanlık yapmış, devlet deneyimi var. Devleti tanıyor. Mütevazi bir insan. Türk siyaseti bunu görmeyi özledi.
Eğer iktidar olursanız Türkiye’de değiştireceğiniz birinci şey ne olur?
Geldiğimiz gün Merkez Bankası’nın, Türkiye İstatistik Kurumu’nun İdare Heyeti’ni değiştireceğiz. Bize en çok sorulan şey, devletin gücünü nasıl kullanacağımız. Devletin her vakit bir gücü vardır lakin biz bu gücü liyakatle donatacağız. Mülakatları kaldıracağız. Gençlerin üniversite imtihanında aldıkları puana nazaran atamalarını gerçekleştireceğiz. Kur Muhafazalı Mevduat Hesabı’nı biz çiftçiye çevireceğiz. Böylelikle besin enflasyonunu düşürmeye çalışacağız. Yargıçlar ve Savcılar Yüksek Şurası’nda değişikliğe gideceğiz. Yargıçlara coğrafik teminatı getireceğiz. Yasama, yürütme ve yargı konusunda da temel hak ve özgürlükler üzerinden beş kısımdan oluşan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi Yol Haritasını hazırladık. Özel Yetkili Mahkemelerini ve Çoklu Baroyu kaldıracağız. Basın özgürlüğünü teminat altına almak için gazeteleri Avrupa normlarına getireceğiz. TRT ve Anadolu Ajansı’nı tarafsızlık unsuru ile yapılandıracağız. Medyadaki tekelleşmenin önüne geçeceğiz. Basın İlan Kurumu’nu yine düzenleyeceğiz. Genel liderimizin AK Parti’den ayrılmasındaki en büyük sebep olan Siyasi Partiler Kanunu’nu geri getireceğiz. Biz artık Avrupa normlarında siyasetçi istiyoruz. Siyasetçilerin birinci, ikinci, üçüncü derece akrabalarının mal varlıkları çıkartılacak. Sebepsiz zenginleşen vilayet, ilçe, belediye lideri, milletvekili ve bürokratlar hakkında soruşturma açılıp misyondan alınacaklar. Seçim barajını yüzde 3’e düşürmeyi, cumhurbaşkanlığı seçimlerini 7 yılda yapmayı ve bir kişinin bir sefer cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayacağız. TBMM’nin İç Tüzüğü’nü tekrar düzenleyeceğiz. Torba Kanunu’na son vereceğiz. Kanun Kararında Kararname’yi (KHK) kaldırıyoruz. KHK’lar Anayasa Mahkemesi’nin hukuksal kontrolüne tabi olacak. Cumhurbaşkanı veto yetkisini kaldırıyoruz. Meclise tekrar prestijini vereceğiz.
‘ÜNİVERSİTELERDE REKTÖR YAPILANMASINA GİDECEĞİZ’
Türkiye’de halkın problemli gördüğü kimi alanlar bulunuyor. Eğitim, sıhhat, iktisat üzere. Siz iktidar olduğunuzda bu alanlarda değişikliğe gidecek misiniz? Gidecekseniz bunlar nelerdir?
Eğitim elimizde kalıyor. Şu an çok külfetli bir eğitim süreci var. Üniversitelere bakılacak olursa, rektörlerin birçoğu eski AK Parti milletvekili, o nedenle üniversitelerde rektör yapılandırmalarına gideceğiz. Lise ve ortaokula baktığımız vakit, hükümet yapboz misali her sene eğitim sistemini değiştirdi. Biz bunu da yapılandıracağız. Aslında gençlerin en büyük sorunu eğitim değil. Sokağa çıktığımızda gençlerde aidiyet hissi kaybolmuş. Eğitimle bunu geri getireceğiz. Gençler umutsuz. Gençler fırsat eşitliğine inanmak istiyor. Yurtdışına gitmek istemelerindeki temel neden, oradaki imkânların güzel olması değil, fırsat eşitliğinin olması. Biz bu ülkedeki gençlerin aidiyet hissini sağlayacağız.
Gençlerden bahsetmişken gençlere yönelik projeleriniz nelerdir?
Gençlerin hayat kaidelerini kolaylaştıracağız. Bugün gençlerimiz depresyonda. Gençlerin rehabilite edilmesi lazım. Gençler artık, “Bu koşullarda ben hangi işe girersem gireyim, konut kiramı ödeyemem, otomobil alamam” diyor. Gençler hayat kurmayı bırakın, hayal kuramıyor. Gençler ekonomik olarak ailesine bağlı beşerler. Bu ekonomik krizde çocuklar bir kafeye gidip oturamıyor. Öğlen yemeği yiyemiyor. Öğrenciler yol parasını hesaplıyor.
Kadınlara yönelik projeleriniz var mı, varsa bunlar nelerdir?
Kadın cinayetlerinde âlâ hal indirimini kaldıracağız. Önleyici ve esirgeyici önlemleri artıyoruz. Cinsiyet ayrımcılığında da fırsat eşitliğini getireceğiz. Bayanlara, anne olmak ya da işe gitmek ortasında seçim yaptırıyorlar. Biz ne anneliği iş hayatından üstün tutacağız, ne de iş hayatını annelikten üstün tutacağız. Biz Gelecek Partisi olarak homojen bir yapı görmüyoruz. Türkiye’nin bölgesel farklılıklarını baz alacağız. İzmir’deki bayanın çalışma hayatı ile Hakkari’deki bayanın çalışma hayatı ortasında farklılıklar var. Bu yüzden çok istikametli bir bayan siyasetiyle bunları çözeceğiz.
Partinizin, İstanbul Mukavelesi ve 6284 Sayılı Kanun hakkındaki fikirleri nelerdir?
Bu mevzudaki halimiz nettir. İstanbul Mukavelesi’nin gerisindeyiz, destekliyoruz.
Son olarak etraf meseleleriyle ilgili bir projeniz var mı?
Çevre ve kentten sorumlu PİK Başkanlığımız var. Türkiye’deki en büyük etraf sorunu da kural tanımazlık. Karbon ayak izinin azaltılması konusunda partimizin çalışmaları var. Hükümet ne kadar “Karbon ayak izine dikkat ediyorum” dese de Türkiye’yi, Avrupa’nın çöplüğü haline getirdi. Bunu İzmir’de de görüyoruz. Asbestli gemilerin sökümü İzmir’de yapılıyor. Geri dönüşüm tesisleri İzmir ölçeğinde çok arttı. Hükümet, para için etraf siyasetlerinin tamamını rafa kaldırdı. Biz bunları tekrar uygular hale getireceğiz. Biz üç kuruş para gelsin diye Türkiye’yi Avrupa’nın çöplüğü yapmayacağız.