Dört ay evvel konserinde imam hatiplilerle ilgili kelamları nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan müzikçi Gülşen, İstanbul Beşiktaş’taki konutunda gözaltına alındı. Gülşen, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube’de söz verdikten sonra Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na getirildi.
Savcılıktaki söz süreçlerinin akabinde tutuklanması talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen Gülşen, tutuklanarak Bakırköy Kapalı Bayan Cezaevi’ne götürüldü.
‘BAHSE MEVZU KELAMLAR ARKADAŞIMLA ORTAMIZDA GEÇTİ’
Tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen Gülşen, tabirinde suçlamaları kabul etmedi. Kümesinde Miraç isimli müzisyenin “imam” lakabı olduğunu söyleyen Gülşen, ortalarında geçen bir konuşma hasebiyle hata sürece kastının olmadığını savundu. 25 yıllık sanatçı olduğunu belirten Gülşen, tabirinde şunları söyledi:
“Benim müzisyen çalışma arkadaşlarım var. Bu kümeyle birlikte konserlerde sahne alırım. Benim takımımda klavye müzisyeni olarak yer alan ‘Miraç’ isimli arkadaşımın lakabı ‘imam’dır. Arkadaşlarla kendi ortamızda ‘aptal, salak, sapık’ olarak şakalaşırız. Talihsizlik olarak bu iki söz bir ortaya gelmiştir. Arkadaşımız imam hatipte okumamıştır. Miraç’ın soy ismini ve irtibatını hatırlamıyorum. Kümede tüm arkadaşlarımın lakabı mevcuttur. Bu konuşma, konserin hatırlamadığım bir kademesinde muhtemelen müzik ortasında Miraç ile ortamızda geçen bir konuşmadır. Ben orkestrama hitaben ‘beni seyircilerinin ortasında omuzlarınızda taşıyın’ demem üzerine bana orkestra ortasından ‘seni imam taşısın’ halinde karşılık gelince bahse husus konuşma Miraç’la ortamızda geçmiştir. Bu konuşma konsere katılanlara ya da medyaya hitaben yaptığım bir konuşma değildir. Ben ülkesini seven, fırsat eşitliğine inanan, kimseyi ayırıp örselemeyen bir sanatçıyım.”
‘HAKARET GAYESİYLE BU KONUŞMAYI YAPMADIM’
“Bu kısa imaj aylar sonra kim tarafından, ne emelle servis edildi bilmiyorum” diyen Gülşen, şöyle devam etti:
“Ancak provokatif gayeli olarak servis edildiğini düşünüyorum. Ben imam hatiplileri ya da ülkemizin bir kısmını kötülemek, onlara hakaret etmek emeliyle asla bu konuşmayı yapmadım. Ülkenin tüm kıymetlerine ve hassasiyetlerine hürmetim sonsuzdur. Katiyen atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıyeten yaşanan olayın vakitsiz bir yerde gerçekleşmesi talihsizliktir. Şakalaşmanın rastgele bir kümeye yönelik nefret içerikli olarak algılanması beni çok üzmüştür. Cürüm sürece kastım yoktur. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesini talep ediyorum.”
Gülşen, tutuklamaya sevk edildikten sonra çıkarıldığı mahkemede ise “Üzerime atılı cürmü ve haklarımı anladım. Ben bu mevzuda emniyette ve savcılıkta tabir vermiştim. Orada vermiş olduğum sözlerimi tekrar ederim. Bana gereksinimi olan bir çocuğum var. Ben hata işlemedim. Bana gereksinim olunan her an gelebilirim. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, özgür bırakılmamı talep ediyorum” dedi.
MAHKEME: İSİMLİ DENETİM KARARLARI YETERSİZ KALIR
İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin tutuklama kararı ise şöyle:
“Şüphelinin üzerine atılı bulunan halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme hatasını işlediği konusunda kuvvetli hata kuşkusunun varlığını gösterir somut kanıtların mevcut olduğu, (şüphelinin konser sırasında ‘İmam hatipte okumuş daha evvel kendisi, sapıklığı oradan geliyor” biçimindeki beyanına ait imaj kaydı ve dökümü, şüphelinin bu konuşmasına ait görüntü kaydının birçok hesap ve küme tarafından olumsuz yorumlar ile birçok kere paylaşıldığına dair 25/08/2022 16.18 tarih ve saatli görüntü çözümleme ve açık kaynak araştırma raporu), hatanın yasal alt ve üst sonu dikkate alındığında isimli denetim kararlarının yetersiz kalacağının anlaşılması, bu manada tutuklama önleminin daha uygun ve oranlılığı olacağı değerlendirilmekle şüphelinin CMK 100 ve devamı unsurları uyarınca tutuklanmasına…”
Mahkeme kararının akabinde Gülşen, Bakırköy Kapalı Bayan Cezaevi’ne götürüldü.