İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “İBB’de çalışan 557 terörist var” açıklamasından sonra amaç gösterilen, ortalarında Barış Akademisyenleri ve KHK’lilerin de olduğu yaklaşık 150 kişinin işten çıkartıldığı öğrenildi. İBB’nin işten çıkardığı Barış Akademisyenleri ve öteki çalışanlar, belediyenin Saraçhane binası önünde süresiz oturma aksiyonu başlattı.
Saat 15.00’de belediye önünde başlayan oturma aksiyonu, akşam 18.00’de sonlandırılıyor. 9’uncu gününde olan harekete şu ana kadar işten atılanlardan yalnızca 9 kişi katılıyor. Lakin sayının giderek artması bekleniyor. Zira harekette şimdi haberi olmayanlar da var.
Oturma aksiyonuna başlayan çalışanların üç temel talebi var. Talepleri karşılanan kadar oturma hareketlerine devam edeceklerini belirtiyorlar.
‘ALİ İSMAİL KORKMAZ ANMASINA KATILDIĞIM İÇİN İŞTEN ATILDIM’
Alçay Çelik Alkan, İBB Toplumsal Hizmetler Daire Başkanlığı Göç Müdürlüğü’nde çalışıyordu. 13 Haziran 2021 günü telefonla aranarak güvenlik soruşturması gerekçesiyle işten atıldığını öğrenen Alkan, işten çıkarılma sürecini şöyle anlattı:
“Gerekçesini öğrenmek istedim, bana ‘Hakkınızda açılmış belge varsa bakın, münasebet o olabilir’ dedi. Açılan belgelerde beraat etmiştim. Baktığımda 2014 yılından kalma Ali İsmail Korkmaz anmasına katılmışım. Oradan davam devam ediyormuş. Yani bu münasebetle atılmış oldum. Yasal hiçbir hakkımızı alamadan bizi damgalayarak işten attılar. Atma münasebetlerin hepsi kapanmış belgeler. Roboski, Halepçe katliamı anmaları üzere. Bugün kendileri de Roboski’ye helalleşmeye gidiyor. Fakat bizim ortamızda Roboski anmasına katılan arkadaşlar var. Ali İsmail’in ailesini sahipleniyorlar. Ben Ali İsmail’i andığım için işten atılıyorum. İkiyüzlüce buluyorum bütün bunları. Dik duramadılar. ‘Her şey çok hoş olacak’ telaffuzunun gerçekliği burası.”
Alçay Çelik Alkan sağda, anne Sema Doğan solda ‘İBB PARA TEKLİF ETTİ’
Alkan, İBB CHP Küme Lider Vekili Doğan Subaşı ve Hukuk Müşaviri İdeal Latifeler kendileriyle 1 buçuk saat süren bir görüşme yaptığını söyledi.
Görüşmede müzakere masası kurulmasını istediklerini aktaran Alkan, “‘Maaş verelim, buraya yemek ve su getirelim, Kod-42’yi değiştirelim’ dediler. Madem değiştirebiliyordunuz niçin Kod-42 ile attınız? Yanıt yok. Biz burada piknik yapmıyoruz. Dalga geçer üzere bize yemek getirelim diyorsunuz. Astronomik sayılar teklif ediyorlar. Biz bu türlü olmaz, taleplerimizi İmamoğlu’na iletin, bir masa kurulsun, biz de bu masanın bir tarafı olalım, oturup konuşalım dedik. İleteceğiz deyip gittiler” biçiminde konuştu.
‘KOŞULSUZ KURALSIZ İŞE İADE’
Alkan taleplerini ise şöyle sıraladı: “Birincisi şartsız koşulsuz işe iade, ikincisi içerde çok önemli mobbing ve güvenlik soruşturması sopası sallanıyor insanlara, onların teminatının sağlanması istiyoruz. Üçüncüsü, ‘Yol arkadaşlarımı yarı yolda bırakmam’ deyip en ufak bir baskıda yol arkadaşlarına sırtını dönen Ekrem İmamoğlu’nun çıkıp kamuoyundan özür dilemesi.”
‘GEZİ DİRENİŞİNE SONUNA KADAR SAHİP ÇIKACAĞIM’
Alkan’ın annesi Sema Doğan da oturma aksiyonunda kızına dayanak veriyor.
Kızının ardında olduğunu belirten anne Doğan, “Bu birinci değil bizim yaşadığımız. Ben her vakit kızımın namuslu, dürüst, onurlu bir vatandaş olması için yetiştirmeye çalıştım. Kızımın gerisindeyim. Çok haksız bir uygulamayla karşı karşıyalar. Ali İsmail Korkmaz’ı anmak hata ise, ben kendim o hatası işleyeceğim. Zira Seyahat direnişine sonuna kadar sahip çıkacağım” dedi.
EMNİYET: RASTGELE BİR ÖRGÜTLE TEMASI YOK
İBB tarafından işten çıkaranların ortasında bulunan Hüdeydan Ece, emniyet tarafından rastgele bir örgütle teması olmadığını açıklamasına karşın İBB tarafından işten çıkarıldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü, 4 Aralık 2011 tarihinde Ankara 25’inci Yönetim Mahkemesi Başkanlığına gönderdiği yazıda, “Hüdeydan Ece ile ilgili Daire Başkanlığımız kayıtlarında yapılan tetkiklerde, PKK/KCK terör örgütüyle ilgili rastgele bir bilgi ve evraka rastlanılmamıştır” sözlerine yer veriyor.
İBB Sözcüsü Murat Ongun bu dokümanla birlikte televizyon programlarına katılarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İBB’ye yönelik suçlamalarını reddetti.
Hüdeyda Ece ‘MURAT ONGUN BELGEMLE İBB’Yİ SAVUNDU’
Emniyetin gönderdiği ‘bağlantısı yok’ dokümanına karşın işten atılmasına reaksiyon gösteren Hüdeyda Ece, şunları söyledi:
“Tüm güvenlik soruşturmalarından geçerek 16 yıl boyunca 2017 Ağustos ayına kadar belediyelerde çalıştım. Şu saniyeye kadar rastgele bir davam yoktur. 2017’de KHK ile ihraç edildim. Benim için sürgün olan İstanbul’a gelmek zorunda kaldım. 2018’de bayrama üç gün kala çocuklarımı bırakıp geldim. Bir babanın bayramda çocuklarına istediği şeyi verememesi kadar ağır bir şey yoktur. Seçimlerde her şey çok hoş olacak, hak hukuk adalet hareketi ortaya çıktı. Umutlandık. Hakikaten umutlandık. İBB mesleğe müracaatımı yaptım. KHK’li olduğum yazılı. İşe çağrıldım. Mülakatlarda da durumumu özetledim. 2020 Mart ayında işe başladım. Son vakitlerde İBB üzerinde bir hücum vardı. Orada hakkımızda palavra yanlış bilgiler vardı. Ben de elimdeki emniyet teşkilatından gelen resmi yazıyı İBB idaresine ulaştırdım. Murat Ongun bu dokümanla televizyonlarda İBB’yi savundu. Daha sonra bir telefonla işimden atıldığımı öğrendim. Sonra Kod 42 ile atıldığımı öğrendim. Kod 42 ile hiçbir alakam olmadığını kendileri de biliyor. 5 Mayıs’tan beri işsizim. Buradaki hiçbir arkadaşın belediyeyi yıpratma sıkıntısı yok. Bize yapılan haksız hukuksuzluğun giderilmesini talep ediyoruz.”
Ramaza Oruç ‘HAKARET, MOBBİNG, BASKI…’
Ramazan Oruç ise İstanbul Planlama Ajansı’nda çalıştığı devirde mobbinge itiraz ettiği için işten çıkartıldı.
“İşe başladığım günden beri ağır bir iş yükü ile karşılaştım. Orada benden evvel çalışan arkadaşlar da tıpkı kederden yakınıyordu. Lakin ikinci ayın sonunda yaptığımız ek mesailerin ödenmeyeceği katılaştı. Hakarete varan mobbingler ve baskılar eklenince itiraz ettim” diyen Oruç, “Bunun üzerine Mart 2022’de işten çıkartıldım. Bunun üzerine ben bunları Kent Plancıları Odası’na uzun bir mektup halinde yazdım. Bunun üzerine Kent Plancıları Odası bir soruşturma başlattı” sözlerini kullandı.
İşe iade edilene kadar harekete devam edeceklerini belirten Oruç, “Bizim bir ortaya gelmemiz kolay olmadı. Zira daha evvel birbirimizi tanımıyorduk. Şu anda direnişimizin 9’uncu günündeyiz ve buradaki arkadaşlarla işe iade edilene kadar hareketimize devam edeceğiz” dedi.